Monday, December 25, 2006

Adem'in Sözlüğü

Adem daha çamurken başladı tartışma.Adem’in ilk kelimesi ne olacaktı? Tüm yaradılmışlar toplandı, huzura getirildi. Tüm Alem’in kulları Adem’in etrafına toplandı ve herkes ona baktı.

Dağlar baktı ve “Bu mudur beni ayakları altına alacak olan ? “ dedi. Denizler memnun, hakim kişinin bedeninin neredeyse hepsi su idi, sustu ve etrafına baktı. Cinler ,dumansız ateşin ehli , kafalarındaki soruları şimdilik saklı tuttular fakat O içlerinden geçeni biliyordu. Melekler,Şeytan konusunda hala şaşkın ortada duran çamur için gelecek emirleri bekliyorlardı.Diğer yaratılmışlar ise arka safta ve yan safta hizmet edilecek olan yaradılmışı hayal ediyorlar ve öylece düşünüyorlardı.

Tartışma başladı. O, içleri tireten sesiyle hükmetti “Sözü olan sözünü söylesin.Sözünüz nedir?”

İlk olarak Dağlar söz istedi.” Efendimiz, şu insandır ki üstüme evlerini yapsın diye beni yarattınız. Şüphesiz ki sizin sözünüz bizim için kanundur.

Lakin insan odur ki; üstümde savaşacak ve üstüme kan dökecek olan ve yine benim toprağımda bedeni çürüyecek olan. Bu yüzden onun ilk sözünü kulağına ben söylemeliyim.”

Denizler sabredemedi ve söze girdi” Rabbim de ki, Deniz kulum! Şu kuldur şimdi çamur olan ve bedene kavuşacak olan ve de ki o damarlarından akan kan senden değildir. Bir emrinle yok olayım. Sözüm budur, niyetimde insanın kulağına söyleyecek sözümü saklarım.”

Cin ehli sustu. Onlar ki dumansız ateşin ehli, çamura baktı ve dedi ki “Madde aleminin ve mana aleminin sultanına biat ederiz. Lakin görümüz şudur, insan ve soyu sen huzuru sağlarken sana karşı çıkacak, kendi günahlarını yüceltecek . Şirki göğe ulaşınca bizi ve tüm yarattıklarını ortadan kaldıracaksın. İmanın ve şirkin bu küçük efendisine bizim de sözümüz vardır ve desturunla kulağına eğilip söylemek isteriz”

Melekler sukutla sıralarını beklediler, sesleri kısık ve başları öne eğik halde söz alıp “Biz senin emrine yaradılışdan beri hizmet ederiz, Şeytan hariç, biz melek kulların Adem’in dünyadaki hükmünü kabul ettik. Lakin biliriz ki her sevabını yazarken sevineceğimiz Adem’in günahları bizi çokca yoracaktır. Ruhundan ilham verdiğin Adem’e bizim de söyleceğimiz bir kelime vardır?” dediler.

Diğer Yaradılmışlar sıra ile toplandılar ve Adem’in etrafında çember oluşturdular. Söz sırası en son olarak onlara gelmişti. Buyurdular “Binlerce yıl hizmet edeceğimiz, şefkat ve nefret göreceğimiz Adem için biz de sözümüzü saklı tutarız. Lakin müsadenizle Adem’in kulağına sözümüzü söylemek istiyoruz.”

Yaradan şöyle buyurdu,”Adem kulumu sizlerin üstünde yarattım. O en son gelen ve en üstün olandır. Onun büyüklüğü hem imanında hem de şirkindedir. Onun ilmi bilgisinde ve cahilliğindedir. Onun kudreti gücünde ve zayıflığındadır.Onun yeri cennettedir ve dünyadadır. O manadadır ve eşyadadır. Ama sizin bilginiz onu anlamaya yetmez. Sizi bu yüzden çağırdım. Gelin Adem’i tanıyın diye. İlk gözünü açtığı anda yanında olun da hanginize daha yakın anlayın diye huzura çağırıldınız.

Şimdi sözlerinizi Adem’e söyleyin ve dinleyin. Kimin sözü Adem’in kulağına taşınıp Adem’in ağzından dökülecek ?”

Dağlar Adem’in etrafında bir tur attı. O küçücük çamura baktı ve şaştı ama yine de sözünü fısıldamaktan geri durmadı.

Denizler kendinden emin bir şekilde Dağların Adem’in yanından ayrılmasını bekledi, gülerek Adem’e yaklaştı kulağına eğildi ve daha sözünü söyleyemeden Adem’in kulağına hayran kaldı. Adem’im kulağındaki intizama bakınca onun ne kadar önemli olduğunu iyice kavradı ve sözünü söyleyip yerine geçti.

Cinler daha Denizler yerine geçmeden Adem’in yanına yaklaşmaya başladı. Uzuvlarına baktı.Aynı bir ağaç gibi bir gövdeden çıkıyorlardı. Yüzündeki detaylar hiçbir yaradılana bahşedilmemişti. Sanki tüm alemin özeti gibiydi. Adem’in kulağına yaklaştı ve kelimesini Adem’e bağışladı.

Melekler, Adem’in yaşayacağı ızdırabı biliyorlardı.Onlar Cennet yaratılırken de oradaydı Cehennem’de de .Cennet’in nehirlerine gözcülük ettikleri gibi aynı zamanda Cehennem’de de ızdırabın memuruydular ve Dünya’yı da biliyorlardı. Adem’in dünyada yaşayamayacağını görür görmez anladılar lakin Rabbin hesabı onların akıllarından büyük idi. Adem, yaradanın en yakından bağ kurduğu ve ilham verdiği tek canlıydı.Bu yüzden çamura sözlerini söylediler.

Son olarak, Diğer Yaradılmışlar, efendileri etrafında toplandılar. Hepsi kendinden bir parçayı Adem’de gördü.Onun sesini kulaklarında duyacakları günü bekliyorlardı, sabırsızıkla gidip kulağına kelimelerini söylediler.

Huzurdakilerin hepsi sözlerini söylediler ve geri çekildiler ve O’nun sesi duyuldu “Artık bundan sonra Adem’in hükmü başlıyor. Adem vucut bulup uyandığında kimin kelimesini söylerse, o kimse öne çıksın” dedi ve buyurdu “Ol”.

Adem vucut bulduğunda etrafındakilere bakıp ayağa kalktı. Her şeyi ilk defa görüyordu ama hiç birinden korkmuyordu. Yaradanın “Bildiğini paylaş” emrinden sonra Adem tüm gücüyle bağırdı, “Ben!”. Fakat hiçbir kimse öne çıkmadı.

Adem’den önce yaratılmışların hepsi artık Adem’i tanıyordu ve yaradan sözünü buyurdu” Andolsun ki biz Adem’i yaradılmışların en şereflisi olarak yarattık ve ona bu kelimeyi verdik. O, sizin ona vermek istediklerinizden yücedir. Biz Adem’e “Sen” demeyi öğrensin diye ona kendinden bir eş verdik, “Biz” demeyi öğrensin diye onları birbirine bağladık, “Onlar” demeyi öğrensin diye eşinden ona çocuklar vereceğiz,”Siz” demeyi öğrensin diye Adem’in çocuklarını ırklara ayıracağız, geri kalan tüm kelimeleri Adem madde ve mana aleminden ilhamla öğrenecektir ve tüm o kelimeler Adem’in hükmündedir.Biz Adem’e bir tek “O” demeyi öğretmedik. Bu kelimeyi Adem’in gönlüne düşürdük ki hayatı boyunca bizi ansın , bizi arasın”

Wednesday, December 20, 2006

Açıldı elhamdülillah

Evet açıldı, çok şükür yaradana,

Blog umda aklıma taşınan ve hikayelere sarılan imgelerimi sizinle paylaşıp,bi hasbi-i hal yapacağız.

Yazılarımda serbest bilinç akışı ve gerçeklik üretimi gibi teknikler kullanıp, kısa öyküler,yorumlar,fantastik öyküler ve
kinder süpriz olarak bilim-kurgu yazmayı hedefliyorum.

Şu an size "MIS213 Dersini Alan Gencin Buhranları" adlı antik bir trajediden bahsetmek isterdim fakat trajedimizin kahramanı hipotez testleri ile Kronos dağları önünde güreşe tutuştuğu için burada bırakıyorum.

öpmüşüm gözlerinizden.